Blog

Mükemmeliyetçi Misiniz?

Hem günlük hayatta hem de terapi odasında sıklıkla karşılaştığımız bir özellik aslında mükemmeliyetçilik. Peki, nedir mükemmeliyetçilik? İsminden de anlaşılacağı üzere mükemmeliyetçilik aslında mümkün olmayana, mükemmele ulaşma çabasıdır. Mümkün olmayana ulaşma çabası dememin sebebi ise bir kişinin ulaşabileceği en iyi için verdiği mücadeleden ayırt etmek istemem. Mükemmeliyetçilik her ne kadar olumlu bir özellik gibi görünse de birey için oldukça tüketici, hata yapma lüksü sunmayan ve yaşadığı stres sebebiyle aslında başarabileceğinden belki de daha azını başarmasına sebep olan bir özelliktir.

Mükemmeliyetçiliğin imza özelliklerinden biri ya hep ya hiç düşünce tarzıdır. Kişilerin kendilerine belirledikleri yüksek hedeflere ulaşılmadığı her durum başarısızlıktır ve buna hedefin yarım adım ardında kalmak da dahildir! Yani onlar için bir şey ya mükemmeldir, ya değildir; ya siyahtır, ya beyazdır.

Etrafınızda hiç, bir külah dondurma yediği için o günkü diyetinin “zaten bozulduğunu” söyleyip tüm günü diyetine ters düşecek şekilde geçiren birileri oldu mu? İşte bu tam da mükemmeliyetçi bir kişinin yaşayacağı bir durum. O bir top dondurma kişinin mükemmel diyetini bozmuştur. Diyetin bir top dondurmayla bozulması ile pizzalar, hamburgerler, çikolatalar ve baklavalarla bozulmasının hiçbir farkı yoktur.

Aslında iş hayatında da sıklıkla karşılaştığımız mükemmeliyetçi kişiler, başkalarının yaptığı/yapacağını işe güvenmedikleri için her işi kendileri yapmayı tercih eder. Kimi zaman da başkalarının yaptığı işin üzerinden en ince detayına kadar geçerler.

Bir başka örneği mükemmeliyetçi öğrencilerden verebiliriz. Sürekli daha iyisinin mümkün olduğu düşüncesiyle projelerini ve ödevlerini son ana kadar teslim etmeyen, masa başında kafa patlatıp mükemmelin peşinden koşan sınıf arkadaşlarınız olmuştur.

Peki, ya başaramayacaklarını bildikleri işlere hiç başlamayan mükemmeliyetçiler? Aslında bunu kavramsallaştırmak bir nebze daha zor olabilir. Mükemmele ulaşamayıp başarısızlıkla yüzleşmekten kaçınan mükemmeliyetçi kişiler o işe bir türlü başlayamazlar; erteleyebildikleri son ana kadar da ertelemeye devam ederler.

Kişilerin süreçten çok sonuca odaklandıkları ve sonuca göre değerlendirmeler yaptıkları, sonuç mükemmel değilse tüm süreci tek kalemde silebildikleri ve odaklarını ufak tefek hatalardan çekemedikleri göz önünde bulundurulduğunda mükemmeliyetçiliğin aslında ilişkilerde ne kadar zorlayıcı olduğu anlaşılabilir. Bir başka deyişle taraflardan birinin bu güne kadar yaptığı bütün iyilikler, verdiği bütün emekler aslında bir yanlış ile değerini yitirebilir. Mükemmeliyetçi kişinin ilişkisinde kişisel korkularından, yetersizliklerinden konuşmaktan kaçındığı; eleştiriye karşı aşırı hassasiyet ve duyguları konusunda kontrolcü tutumlarının olduğu göz önünde bulundurulduğunda ilişkisel sorunların kaçınılmaz olduğu görülebilir.

Bütün bunlara ek olarak kişinin mükemmel için verdiği mücadele hatalara asla yer olmayışının ve aslında mükemmelin mümkün olmayışının kişide yarattığı kaygıyı bir düşünelim mi? Aslında hayatı zehir eden, kişiyi sürekli diken üstünde tutup gardını düşürmeye izin vermeden tüketen bir kaygı.

Şimdi derin bir nefes alalım! Mükemmeliyetçilik Bilişsel Davranışçı Terapi ile sıklıkla çalışılan ve oldukça başarılı sonuçlar veren bir durum. Eğer ki kişi mükemmeliyetçiliğinin farkındaysa ve hayatını olumsuz yönde etkilediğine kanaat getirip bu durumu değiştirmek istiyorsa, çözümü basit. Peki, siz mükemmeliyetçi misiniz?