Terk Edilmle Şeması | Terk Edilmekten Korkmak | Terk Edilme Korkusu
Terk Edilme Şeması Nedir?
Terk edilme şeması, bireyin yaşam boyu karşılaştığı ilişkilerde, yoğun bir şekilde terk edilme
korkusuyla hareket etmesine sebep olan, derin bir güvensizlik ve reddedilme hissidir. Şema Terapi
alanında önemli bir yeri olan bu şema, bireyin bilinçaltında yer eden, temel bir uyumsuz şema olarak
kabul edilir. Genellikle "beni eninde sonunda terk edecekler" gibi bir inanç barındırır ve birey, ne
kadar sağlam görünse de, her ilişkide terk edilmeye dair bir kaygıyı hep içten içe taşır. Bu kaygılar,
bireyin ilişkilerde duygusal ihtiyaçlarını karşılama ve bağ kurma şekillerini etkiler ve karşısındaki kişiyi
sınamaya ya da kontrol etmeye çalışmasına yol açabilir.
Terk Edilme Şeması Nasıl Oluşur?
Terk edilme şeması, çoğunlukla çocukluk döneminde ortaya çıkar ve oluşumunda şunlar etkili
- Güvenli Bağlanma Eksikliği: Çocuklukta, ebeveynlerin fiziksel veya duygusal olarak çocuğa
güvenli bir bağlanma ortamı sunmaması, çocuğun terk edilme korkusunu derinleştirir.
Ebeveynler sık sık evden uzaktaysa, duygusal olarak dalgalıysa ya da bir anda hayatlarından
çıkıyorsa çocuk, yakın ilişkilerde sürekli olarak bir kaygı geliştirir.
- Travmatik Ayrılıklar: Ebeveynlerden birinin vefat etmesi, boşanma ya da ailenin dağılması gibi
ani değişimler, çocuğun kalıcı bir terk edilme korkusunu geliştirmesine yol açabilir.
- İstikrarsız İlişkiler Örnekleri: Çocuk, ebeveynlerinin veya bakım veren kişilerin sürekli olarak
birbiriyle çatışmalı, gelgitli ya da güvensiz ilişkiler yaşadığını gözlemlediğinde, ilişkilere dair
kararsız ve kaygılı bir tutum geliştirebilir.
- Ebeveynlerin Duygusal İstikrarsızlığı: Çocuğun bakım verenlerinin duygusal olarak istikrarsız bir
yapıya sahip olması ya da sürekli değişen ruh halleri de çocuğun terk edilme şeması
geliştirmesine katkıda bulunabilir.
Terk Edilme Şeması Günlük Yaşamda Nasıl Görünür?
Terk edilme şeması günlük yaşamda, özellikle yakın ilişkilerde kendini gösterir ve bireyin
davranışlarını şu şekilde etkileyebilir:
- İlişkilerde Yoğun Kaygı ve Kıskançlık: Birey, partnerinin bir gün kendisini terk edeceğine inanır
ve ilişkilerde kıskançlık, güvensizlik ve kontrolcü davranışlarla bunu göstermeye çalışabilir.
- Aşırı Bağlanma ve Bağımlılık: Terk edilme korkusuyla birey, partnerine ya da arkadaşlarına
bağımlı hale gelebilir. İlişkiyi kaybetmemek için kendi ihtiyaçlarını görmezden gelme ya da
partnerine sürekli uyum sağlama eğilimi gösterir.
- İlişkiyi Test Etme Davranışları: Birey, partnerini terk edilip edilmeyeceğini görmek için sürekli
test edebilir ya da onu zorlayıcı durumlarla sınayabilir. Bu testler ise zamanla partner üzerinde
baskı oluşturur ve ilişkiye zarar verebilir.
- Kaçınma ve Duygusal Uzaklık: İlişkilerde sürekli olarak terk edilme kaygısıyla başa çıkmaya
çalışmak, bazı bireylerin ilişkilerden tamamen uzaklaşmalarına yol açabilir. Bu kişiler, yakınlık
kurmaktan ve bağlanmaktan kaçınarak aslında olası bir terk edilme durumuna karşı kendilerini
korumaya çalışırlar.
Terk Edilme Şemasını Değiştirmek Mümkün mü?
Evet, terk edilme şemasını değiştirmek mümkündür ve bunu sağlamak için farklı psikoterapi
yöntemleri kullanılır:
- Şema Terapi: Şema Terapi, bireyin çocukluk döneminden getirdiği terk edilme şemasını fark
etmesine, onun hayatındaki etkilerini anlamasına ve bu şemayı dönüştürmesine yönelik bir
terapi yaklaşımıdır. Bu süreçte, danışanın yeni, sağlıklı ilişki kurma becerileri kazanması
hedeflenir.
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): BDT, bireyin terk edilme düşüncelerini fark etmesine ve işlevsiz
davranışlarını yeniden yapılandırmasına yardımcı olabilir. Şemanın kökenine inerek bu düşünce
kalıplarını sorgulamak, bireyin daha sağlıklı ilişkiler kurmasına olanak tanır.
- Mindfulness ve Öz-Şefkat Çalışmaları: Terk edilme şemasıyla başa çıkarken, bireyin kaygı ve
korkularıyla yüzleşebilmesi için mindfulness ve öz-şefkat çalışmaları da faydalıdır. Bu çalışmalar,
bireyin kendi değerini anlamasına, kendine daha sağlıklı bir duygusal alan tanımasına yardımcı
olabilir.
- İlişki Odaklı Terapi: Bu tür terapi, bireyin özellikle ilişkilere yönelik tutum ve davranışlarını ele
alır. Partner veya yakın arkadaşlarla yapılan ilişkisel terapi çalışmaları, terk edilme şemasının
sağlıklı bir şekilde dönüştürülmesine katkı sağlar.
Tedavi sonrası tekrarlamaması için ne yapabiliriz?
Bunun için en doğru adım depresyonun altında yatan faktörlerin belirlenmesi olacaktır. Terapide bu
faktörlerin çalışılması, uygun tedavi sürecinin planlanması elzemdir. Bilişsel davranışçı terapi ile kişi
muhtemel tetikleyici faktörlere ve stresörlere hazırlanır, bunlarla baş etme gücü arttırılır. Böylece, kişi
hayatındaki stres faktörleriyle baş etmeyi öğrenir ve depresyona giden yolu değiştirebilir.